Sarıhan Hukuk ve Danışmanlık 2023 yılında avukat Seda Sarı tarafından Eskişehir’de kurulmuştur. Dinamik kadrosuyla müvekkillere hızlı ve etkin bir hizmet vermektedir. Ulusal ve uluslararası alanda hukukun birçok dalında hizmet vermekte olan Sarıhan Hukuk Eskişehir Odunpazarı’nda bulmaktadır.

Kimlik Taşımama Suçu ve Cezası

Türkiye’de kimlik taşıma zorunluluğu yalnızca bireysel güvenlik için değil, aynı zamanda kamu düzeninin korunması ve devletin denetim mekanizmasının işleyişi için getirilmiş bir yükümlülüktür. 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu çerçevesinde vatandaşların yanında nüfus cüzdanı, yeni tip T.C. kimlik kartı, pasaport veya sürücü belgesi gibi kimliği ispat etmeye yarayan resmi belgeleri bulundurması gerekir. Bu düzenlemenin temel amacı, herhangi bir suç, olay ya da denetim sırasında kişilerin hızlıca tespit edilmesi, kimliklerinin doğrulanması ve kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Özellikle büyük şehirlerde artan nüfus ve güvenlik riskleri göz önünde bulundurulduğunda, kimlik taşımanın hem birey hem de devlet açısından önemi daha da artmıştır.

Kimlik taşımamanın ceza boyutu ise adli değil idari niteliktedir. Yani bu durum sabıka kaydına işlenmez, hapis cezası doğurmaz. Ancak kişiye idari para cezası uygulanır. Bu ceza miktarı her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenir ve 2025 yılı itibarıyla birkaç yüz lira seviyesine çıkmıştır. Kimlik taşımamanın yaptırıma bağlanmasının nedeni yalnızca kişiyi cezalandırmak değil, toplumda düzenin sağlanması ve suistimallerin önlenmesidir. Çünkü kimlik taşımayan kişilerin suç işledikten sonra kimliğini gizlemesi, kaçak yaşaması veya kamu görevlilerini yanıltması ihtimali vardır. Dolayısıyla bu zorunluluk, bireysel özgürlükleri kısıtlamaktan çok toplumsal güvenliği korumaya yönelik bir tedbir olarak görülmelidir.

Kimlik Taşımama Cezası Nedir?

Kimlik taşımama cezası, bir vatandaşın kimliğini yanında bulundurmaması veya yapılan kontrolde ibraz edememesi durumunda kesilen idari para cezasıdır. Ceza miktarı kanunla belirlenmiştir ancak her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan yeniden değerleme oranına göre artırılır. 2025 yılı itibarıyla bu cezanın tutarı birkaç yüz lira seviyesine ulaşmış ve denetimlerde sıklıkla uygulanmaya başlanmıştır. Örneğin, bir kişinin kimlik kontrolünde yanında nüfus cüzdanı olmaması halinde polis tutanak düzenler ve kişi ceza makbuzu ile bilgilendirilir. Bu cezaya itiraz etme hakkı bulunsa da, çoğu durumda cezanın ödenmesi zorunludur.

Kimlik taşımama cezası, hafif gibi görünse de aslında önemlidir çünkü idari para cezaları ödenmediği takdirde faiz işler ve ilerleyen süreçte icra yoluyla tahsil edilebilir. Ayrıca, kişinin kimliksiz yakalanması halinde polis kimlik tespitini yapana kadar kişiyi karakola götürebilir. Yani cezanın kendisi maddi olsa da, işin pratikte doğurduğu sonuçlar kişinin özgürlüğünü kısa süreliğine de olsa sınırlayabilir. Bu nedenle kimlik taşımamak yalnızca “bir belge unutmak” olarak değil, ciddi idari sonuçları olan bir ihmal olarak değerlendirilmelidir.

Kimlik Taşımayan Kişiler Karakola Götürülür mü?

Evet, kimlik taşımayan kişiler kolluk kuvvetleri tarafından doğrudan serbest bırakılmaz; kimliklerinin kesin olarak belirlenmesi amacıyla karakola götürülebilirler. Bu uygulama, bir gözaltı işlemi değil “kimlik tespiti” sürecidir. Polis ya da jandarma, kişinin kimliğini sahada belirleyemiyorsa onu en yakın karakola götürerek sistem üzerinden parmak izi veya başka resmi belgelerle kimliğini doğrular. Bu süreçte kişi kısa süreliğine özgürlüğünden mahrum kalır ve kimliği netleşene kadar karakolda tutulabilir. Bu durum, kişinin bir suç işlediği anlamına gelmez; yalnızca kimliğini yanında bulundurmamanın doğrudan sonucudur.

Kimliksiz yakalanan kişiler açısından en önemli sorun, karakolda geçirilen sürenin kişinin günlük yaşamını olumsuz etkilemesidir. İşe geç kalma, sosyal çevresinde itibar kaybı ya da haksız yere suç şüphesiyle muhatap olma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Ayrıca, kolluk kuvvetleri kişinin sabıkalı olup olmadığını veya aranıp aranmadığını kontrol eder. Dolayısıyla kimlik taşımamak, küçük bir ihmal gibi görünse de pratikte kişinin beklemediği şekilde ciddi sıkıntılar doğurabilir.

Kimlik Yerine Ehliyet Göstermek Yeterli Olur mu?

Yeni düzenlemelere göre ehliyet (sürücü belgesi) veya pasaport da kimlik yerine geçerli belgeler arasında kabul edilmektedir. Yani kişi yanında T.C. kimlik kartı bulunmasa bile ehliyetini göstererek kimlik tespitini yaptırabilir. Polis, bu belgedeki bilgilerle kişinin kimliğini sistemden sorgular ve işlem tamamlanır. Bu nedenle sürücüler için ehliyet taşımak, çoğu zaman kimlik kartını taşımamakla aynı sonucu doğurmaz. Ancak burada önemli olan, belgenin resmi olması ve geçerliliğini korumasıdır.

Buna karşılık öğrenci kimliği, şirket kartı, özel üyelik kartları ya da fotoğrafsız belgeler resmi kimlik yerine geçmez. Kolluk kuvvetleri yalnızca devlet tarafından düzenlenmiş belgeleri dikkate alır. Bu nedenle ehliyet veya pasaport gibi belgeler yeterli kabul edilse de, en güvenli ve sorunsuz yol her zaman kimlik kartının taşınmasıdır. Çünkü bazı durumlarda görevli memur, ehliyeti kabul etse bile nüfus cüzdanını özellikle talep edebilir.

Kimlik Taşımama Cezası Hangi Kanunda Düzenlenmiştir?

Kimlik taşımaya ilişkin düzenleme esas olarak 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu ile yapılmıştır. Bu kanun, Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşların ve yabancıların kimlik taşıma zorunluluğunu ortaya koyar. Ayrıca Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 4/A maddesi, kolluk kuvvetlerine kimlik kontrolü yapma yetkisi verir. Yani hem kimliği sorma hem de kimlik taşımamanın ceza gerektirmesi doğrudan kanuni dayanağa sahiptir. Bu açıdan, uygulamada polisin keyfi bir işlem yaptığı değil, yasal bir yükümlülüğü yerine getirdiği kabul edilir.

Bu düzenlemeler, kamu düzeninin sağlanması, suçluların tespiti ve sosyal hayatın güvenli bir şekilde sürdürülmesi için yapılmıştır. Örneğin, herhangi bir asayiş olayında olay yerine gelen polisler, kimliği olmayan kişilerin gerçek bilgilerine ulaşamazsa soruşturma süreci aksar. Dolayısıyla kimlik taşımama, yalnızca kişisel bir unutkanlık olarak değil, hukuki ve toplumsal bir yükümlülüğün ihlali olarak görülür.

Kimlik Taşımama Cezasına İtiraz Edilebilir mi?

Evet, kimlik taşımama cezasına itiraz mümkündür. Bu ceza da diğer idari para cezaları gibi sulh ceza hâkimliğine başvuru yoluyla iptal ettirilebilir. Cezaya maruz kalan kişi, kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde itiraz hakkını kullanabilir. İtiraz süresi geçtikten sonra yapılan başvurular kabul edilmez. Bu nedenle kimlik taşımama cezası haksız yere kesildiğini düşünen kişilerin sürelere dikkat etmesi gerekir.

İtirazda kişinin haklı sayılabilmesi için somut delil göstermesi önemlidir. Örneğin, yanında kimliğini taşıdığı halde polis tarafından yanlış işlem yapıldığını kanıtlayabilir veya ehliyet gibi resmi belgeler göstermesine rağmen ceza kesildiğini belgeleyebilir. Bu durumda mahkeme cezayı iptal edebilir. Ancak gerçekten kimlik taşımayan kişiler açısından, cezanın iptal edilmesi pek mümkün değildir. Yine de kanun koyucu, vatandaşların haksızlığa uğramaması için bu itiraz yolunu açık tutmuştur.

Kimlik Taşımama Cezası Sabıka Kaydına İşler mi?

Kimlik taşımama cezası bir idari para cezası olduğundan sabıka kaydına işlenmez. Adli sicil kaydına yalnızca mahkemeler tarafından verilen hapis cezaları, adli para cezaları veya belli suçlardan doğan güvenlik tedbirleri yansır. Dolayısıyla kimlik taşımama gibi idari nitelikteki cezalar, kişinin “temiz sicilli” olmasına engel değildir. Yani bir iş başvurusunda, pasaport çıkarırken veya devlet kadrolarına girerken bu ceza kişinin karşısına çıkmaz.

Bununla birlikte, cezanın ödenmemesi durumunda devlet bu parayı icra yoluyla tahsil edebilir. Cezaya faiz işler ve uzun vadede mali külfet artar. Yani sabıka kaydına işlemez ama kişinin mali yükümlülükleri açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Ayrıca sürekli olarak kimlik taşımama fiilinin tekrarlanması, kolluk kuvvetleri açısından kişiyi şüpheli hale getirebilir. Dolayısıyla cezai kaydı olmasa bile, toplumsal yaşamda olumsuz bir algı yaratabilir.

Comments are closed