Sarıhan Hukuk ve Danışmanlık 2023 yılında avukat Seda Sarı tarafından Eskişehir’de kurulmuştur. Dinamik kadrosuyla müvekkillere hızlı ve etkin bir hizmet vermektedir. Ulusal ve uluslararası alanda hukukun birçok dalında hizmet vermekte olan Sarıhan Hukuk Eskişehir Odunpazarı’nda bulmaktadır.

Yoksulluk Nafakası

YOKSULLUK NAFAKASI

Yoksulluk nafakası; boşanmanın ardından yoksulluğa düşecek olan taraf kusuru diğer tarafa nazaran daha ağır olmaması şartıyla geçimi için diğer eşten talep edebileceği nafaka türüdür. Yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanun’un 175.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenmiş olup; aşağıdaki şartlara tabidir.

Yoksulluk Nafakasının Şartları
Taraflardan Birinin Talepte Bulunması

Hâkimin, yoksulluk nafakasına karar verebilmesi için yoksulluğa düşen eşin talepte bulunması gerekir. Talep olmazsa, hâkim re’sen yoksulluk nafakasına karar veremez. Ancak, bu talebin muhakkak boşanma davası sırasında ileri sürülmesi şart değildir. Boşanmadan sonra da bu nafaka istenebilir.

Talep Eden Eşin Kusursuz ya da Daha Az Kusurlu Olması

Kanunen; yoksulluk nafakası talep eden eşin; hiç kusursuz değil de daha az kusurlu olması aranır. Kendisinden nafaka istenen eşin kusurlu olması aranmaz.

Nafaka İsteyen Eşin, Yoksulluğa Düşmesi

Nafaka isteyen eş; çalışma gücünden yoksunsa ve başka bir geliri ya da serveti de yoksa yoksulluk nafakasına hak kazanır.

Takdir Edilecek Nafakanın Bunu Ödeyecek Olan Eşin Mali Gücü İle Orantılı Olması

Ödeyecek eşin mali gücü, yoksulluk nafakasının üst sınırıdır. Hakim ödeme gücüne uygun olan miktara karar verir.

Taraflar kendi aralarında da yoksulluk nafakasının miktarı hususunda anlaşabilirler ancak bu durum hâkimin onamasına bağlıdır.

Yoksulluk Nafakası Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Yoksulluk nafakası talebi; boşanma davası sırasında ileri sürülmüşse buna karar vermeye yetkili ve görevli mahkeme, boşanma davasına bakmaya yetkili ve görevli olan aile mahkemesidir. Buna karşılık, yoksulluk nafakası boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile istenmekteyse yetkili ve görevli mahkeme davacının,yani nafaka alacaklısının yerleşim yeri aile mahkemesidir.

Yoksulluk Nafakasında Süre 

Tmk. M175’e göre yoksulluk nafakası süresizdir.Bir başka deyişle taraflardan birinin ölümüne kadar devam eder. Kural bu olmakla beraber,MK 176/III belirli hallerin bulunması durumunda nafakanın daha önce sona ermesini de öngörmüştür.

Yoksulluk Nafakasının Sona Ermesi veya Kaldırılması Sebepleri

Bazı istisnai durumların varlığı halinde, irat biçiminde aylık ödemelerle gerçekleştirilmesi hükmedilen yoksulluk nafakası bazı durumlarda kendiliğinden sona erebilir veya talep üzerine mahkeme kararı ile kaldırılabilir. Bu sebepler Türk Medeni Kanunumuzun 176. maddesinin 3. fıkrasında sayılmıştır.

Türk Medeni Kanunumuzun 176. Maddesinin 3. Fıkrasına Göre: “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.”

Madde hükmünde yer alan hususları sayacak olursak, nafakanın sona ermesi veya kaldırılması sebepleri:

  1. Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi,
  2. Nafaka alacaklısının ölümü,
  3. Nafaka borçlusunun ölümü,
  4. Nafaka alacaklısının resmi nikah olmasa dahi fiilen evliymiş gibi yaşadığının tespit edilmesi,
  5. Nafaka alacaklısının yoksulluk durumunun ortadan kalkması ve
  6. Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesidir.

Bu hallerden nafaka alacaklısının veya nafaka borçlusunun ölümü gibi hallerde nafakanın kaldırılmasına ilişkin olarak dava açılması gerekmeyecek olsa dahi; nafaka alacaklısının resmi nikah olmaksızın 3. bir kişiyle fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluk halinin ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi gibi hallerde yoksulluk nafakasının kaldırılması için dava açılması ve bu iddiaların hukuka uygun deliller ile ispat edilmesi gerekecektir.

Yoksulluk Nafakası Miktarının Artırılması ve Azaltılması

Boşanma davasının sona ermesi akabinde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarındaki değişiklikler, ülkenin içerisine bulunduğu ekonomik koşullardaki değişimler veya başkaca nedenlerle nafaka miktarının artırılması veya azaltılması gerekebilir.

Türk Medeni Kanunumuzun 176. Maddesinin 4. Fıkrasına Göre: “Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”

Buna ek olarak boşanma davasında veya nafaka davasında yoksulluk nafakası talebinde bulunulmasının yanında, ödenecek olan yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceği hususu da talep edilebilir. Bu husus, Türk Medeni Kanunumuzun 176. maddesinin 5. fıkrasında açıkça düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunumuzun 176. Maddesinin 5. Fıkrasına Göre: “Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Bu neviden bir talepte bulunulması durumunda bu talep, hâkim tarafından karara bağlanabilir. Ancak bu hususa ilişkin olarak taraflarca talepte bulunulmaması durumunda, hâkim tarafından re’sen karar verilemez.

Yoksulluk Nafakasında Zaman Aşımı

Boşanma hükmünün kesinleşmesi akabinde bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

SONUÇ

Yoksulluk nafakası kanunda düzenlenmiş bir hak olup; boşanma davalarında veya sonrasında belirtilen şartlar mevcutsa talep edilmesi gereken bir nafaka türü olup hukuki danışmanlık alarak bu nafakayı talep etmek gerekmektedir. Aksi halde hak kayıpları yaşanacaktır.

Av. Seda SARI

Sarıhan Hukuk ve Danışmanlık

Comments are closed